AŞKSIN SEN

AŞKSIN SEN

30 Ekim 2010 Cumartesi

SÜPER KADIN SENDROMU


Her şey tam olmalı, iş yerine geldiğimde işler bitmeli,yapılacak listesinin üzeri çizilmeli, süresinin bitimine daha olsa bile bekleyen iş olmamalı, işe makyajlı, eli yüzü düzgün gelinmeli, 

Evde ise iyi bir ev kadını, iyi bir anne, iyi bir eş olmalı,  evde iki üç çeşit yemek olmalı, değişik lezzetler denenmeli,her yer derli toplu olmalı,  ne bitti bilinmeli tedarik edilmeli yada ettirilmeli, çocuk gelişimi ile ilgili tüm kitaplar, tüm bilgiler, bloglar, forumlar, makaleler okunmalı, bu ay hangi oyuncakları oynamalı, hangi hareketleri yapmalı bilinmeli, buna göre gerekli  tüm metaryeller alınmalı, evde yoğurt yapılmalı, sebze çorbası evde yapılmalı, hazırlar alınmamalı, alışverişlerde kutuların arkası okunmalı sağlıksız E 330- sitrik asit ,msg( çin tuzu) içeren ürünler alınmamalı, her şeyi iyi bir şekilde steril etmeli, bebekle gidilebilecek mekanlar bilinmeli, aktiviteler takip edilmeli, hangi doktor iyi bilinmeli,resim çekilmeli...

arkadaşlarımın, hane halkının doğum günleri unutulmamalı, hediyeler alınmalı, pili biten saatin pili yenilenmeli, haberler okunmalı, köşe yazıları takip edilmeli, bloga yazı yazılmalı,kültürel olaylar takip edilmeli, Hıfzı Topuz,Oğuz Atay, Amin Maaoluf, Atilla İlhan,Can Yücal, Grange ...........Food and Travel dergisi okunmalı,bla bla bla.................

Doğal olarak her şeye yetişememe duygusu kaplıyor içinizi,  yetemiyorum, yetişemiyorum  şu çektiğim resimleri yaptırmalıyım ( ama duruyor) evde şu bozuk şey tamire gitmeli ( ama duruyor) tel süzgece ihtiyaç var ama alamadım gibi...

Geçenlerde arkadaşım Yelda'dan gelen bir yazıyı hem okudum hem kahkahalarla güldüm,


Mükemmel Kadın Olmayın! diyordu, yazıda "hem mükemmel olmak için yırt kendini hemde bu durum sevilmeyen bir kişi hatta terk edilen biri yapsın seni"  ana fikrini özetliyordu:)) haydaaa çevrendekilerin hayatını kolaylaştırmak, onlar için en iyisini düşünmek boşanma nedeni bile olabiliyor demek ki, bu nasıl nankörlüktür değilmi ama öyleymiş yazı aşağıda yorumlar sizde




"Mükemmel kadın" denildiğinde aklınıza ne gelir? Toplumun ve yaşamın
üstüne yapıştırdığı tüm sıfatları eksiksiz yerine getiren kadın!
Mükemmel Kadın Olmayın!

İyi bir eş, anne, dişi, seksi, ev hanımı, iş kadını, dost, evlat,
sevgili ve daha birçok şey olan mükemmel kadın, neden mutsuz olur? Çünkü
bu kadınlar başkaları için yaşarlar!

Bir ilişkide kadın, eşinin hayatını gereğinden fazla kolaylaştırdığında,
iyi bir iş yapmış olmaz. Her sorunu çözebilen, sorumlulukları üstünde
taşıyan, düzeni koruyan ve bunun için insanüstü çaba gösteren kadın,
karşısındaki erkeğin genetiğini bozar.


İnsan doğası almaya, tüketmeye eğilimlidir ve rahata çabuk alışır.
Mükemmel kadın, her konuda başarılı olduğundan, karşısındakine yapacak
bir şey bırakmaz. Armut piş, ağzıma düş! İlişkiler, paylaşım olmadan
büyümez. Kadın ve erkeğin gelişimi, yaşamın getirdiği sorumluluklar,
dersler ve çaba ile doğru orantılıdır. Çocuğunun okul ödevlerini kendisi
yapan bir anne, evladının öğrenmesini ve yeteneklerini geliştirmesini
engellediğinin farkında değildir. Aynı durum ilişkilerde de geçerlidir.
Eşinin işlerini üstlenen, yapması gerekenleri onun yerine yapan,
beceremediklerini bir şekilde halleden mükemmel kadın, mutsuz olmaya
mahkumdur.

İşin garip tarafı, bu yapıdaki kadınların ilişkileri genellikle hayal
kırıklığı ile biter. En çok aldatılan, terk edilen kadınlar, kusursuz
kadınlardır. Neden aldatıldıklarını anlayamazlar. Üstelik, eşlerinin
seçtikleri kadınlar, kendilerinden çok daha vasıfsız olanlardır. "Benim
neyim eksikti?" Bu cümlenin cevabı havada kalacaktır, hatta şok etkisi
bile yaratabilir ama eksik olan kusurdur.

İlişkiler paylaşım üzerine kuruludur. Mükemmel kadın, eşinin
yapacaklarını üstüne aldığında, zaferlerini de elinden almış olur. Çaba
göstermek, uğraşmak için ortada sebep bırakmaz. Heyecanı, hevesi
kalmayan bir eş, doğal olarak gidip, kendini göstereceği, yaratacağı
başka ortamlar arar.

Çevrenizdeki insanları bir düşünün. İçlerinde, mükemmel olduğuna
inandığınız ama hala neden evlenemediğini ya da mutsuz bir ilişkisi
olduğunu anlayamadığınız kişiler yok mu? Dışarıdan bakıp, dört dörtlük
kadın dediklerinizle birlikte yaşadığınızı hayal edin. Hazır bir hayat.
İlk başlarda çok keyifli gelse de, zaman içinde son derece sıkıcı, tek
düze ve boş bir yaşam şeklini alır. İnsani egonuz zarar görür.
Mükemmellik, kendinden vazgeçmek demektir. Sürekli başkaları için
yaşamak, onların ihtiyaçlarını gidermek, onların sevdiklerini seçmek ve
hazırlamak, hep başkalarını düşünmek, mükemmel kadını kişiliksiz kılar.
Kendi hayatından vazgeçmek, saçının her telini süpürge etmek, gereksiz
özveri ve fedakarlık göstermek, karşı taraftan alkış ve takdir almaz.
Düzenli olarak bunlar yapıldığı için, görevmiş gibi algılanır ve kıymet
bilinmez.

Kusursuz ve mükemmel olmak, sadece zarar verir. Eşini, çocuğunu,
kendini hatta dostlarını bile zor bir psikolojik sürece sokar. İlişkiler
paylaştıkça değer kazanır ve keyif verir. Mükemmel kadın mutlu olamaz.
Başkalarının hayatını düzenlerken, kendine ait bir yaşamı unutur.
İnsan dediğin kusurlu olur. Hataları, yanlışları ile var olur.
Mükemmellik, insana ait değildir. Kusursuz veya mükemmel kadın olmayın.
Bu sizi ancak, ruhsal köle ve yaşam hizmetçisi yapar.










3 yorum:

Unknown dedi ki...

Çok ama çok yerinde bir yazı olmuş,emeğine yüreğine sağlık..Düşüncelerime tercüman olmuşsun sanki..Herşeyin bir bedeli var :) mükemmelliğin de :) Sanırım hepimizde var az buçuk bu hastalıktan,oraya buraya koşturcaz derken,ne çok şey kayıp gidiyo hayatımızdan..An'a odaklanabilmek,geçmişi ve geleceği sorun etmemek ne güzel olurdu halbuki..Önemli olan mutlu olabilmek..Herşeyi biliyoruz,okuyoruz,gözlemliyoruz ama sanırım yaşayamıyoruz..Keşke kusurlu ve mutlu olabilsem...

K.T dedi ki...

Suanda aklımı kurcalıyan ve beni mutsuzluğa hapseden bir konuydu. Sırf aklımı dağıtmak için dolaşırken yazınla karşılattım. Sorunum buydu işte.hep olduğum, olmaya çalıştığım kalıptan çıkmak çok zor oluyor. Bunu hissederken birilerin "sen değiştin,..." diye başlayan cümleleri kahrediyor, kalbini yerinden söküyor.

KUZEY'S MOM dedi ki...

Hep başkaları içinmi yaşamalı, yoksa kendimiz için mi yaşamalı, aslında başkaları için yaşarken kendimizide kaybedip kendimiz de olamadığımız için, başkalarına da faydamız olmuyor. Bu nedenle bence biraz da kendimiz için yaşamalı ki, kendimizi asıl olan beni, bizi, benliğimizi kaybetmeyelim.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Related Posts with Thumbnails