AŞKSIN SEN

AŞKSIN SEN

30 Aralık 2011 Cuma

SAFARİ PARK

Nihan arkadaşımla görüştüğümde blogu aslında uzun süredir ihmal ettiğimi gezdiğimiz yerleri ve akivitelerimizi yazmadığımı farkettim. Geriye dönük yazabildiğimiz yazmaya karar verdim: Geçen hafta gittiğimiz Pendik ne omarin AVM içerisinde yer alan Safari PArktan bahsetmek istiyorum. Burası AVM içerisinde lunapark , ben AVM fikrini çok sevmesemde soğuk havalar için kapalı yerde Luna park fikri güzel

BÜYÜDÜKÇE DAHA BİR GÜZELLEŞİYOR İLİŞKİ DEDİĞİN ŞEY

Büyüdükçe zorlaşıyor cümlelerine katılmadığımı söylemiştim. Herşeyin zorluğu var acı mutluluğun hazzıymış. Bende Kuzey büyüdükçe daha bir keyif alıyorum aramızdaki ilişkiden

Hele şimdi yarım yarım konuşmalar başladı kelimelerin son harfleri yok, ortadaki "r" ler "k" lar yok dışarıdan eve gelince koştura koştura terliğimi getiren anne anne "diy" diyen
Sandalyesine oturup bişeyler karalamaya çalışan
yapmaması gereken şeyleri bildiği halde bir yandan ııh ıh diyen
Deyimlerden anlamayan "kafana takma" dendiğinde kafasına vuran  dünyalar güzeli bir çocuk büyüyor.

O iki saatte bir emzirme dönemlerinde sanırım ben pek bir şey anlamamışım, annelik değilde  görev bilinci gibi gelmiş bana, ototmatiğe bağlamış bir şekilde yaşamışım.Tabiki o ayların ayrı bir tadı var ancak şimdi birlikte saklambaç oynadıkça birlikte kek yaptıkça,birlikte kahvaltıya gittikçe :))daha bir keyifli oluyor herşey, en güzelide büyüdüğünü görmek, yeni şeyler öğrendiğini görmek, olmayan kıyafetleri ayırmak, kendi seçtiği oyuncağı almak,

Şimdi ise 2012 ye birlikte girceğiz, geçen sene Ankarada'ydık 8 aylıktı ve ne olduğunu anlamadı şimdide ne olduğunu anlayacağını sanmıyorum ama  birlikte evde oynayabiliriz 00.01 olmadan yeni yıla girmiş gibi eller havada zıplayabiliriz. Nice yıllara bebeğim hep mutlu bu dünyadan hep umutlu ve huzurlu sağlıklı ol, göznurum.

Allah bu yılda tüm çocuk özlemi çekenlere hayırlısı ile çocuk nasip etsin

22 Aralık 2011 Perşembe

KİTAPLARIMIZ

uzun süredir yeni kitaplarımızı yazamadım. Aslında bu arada pek çok yeni kitabımız oldu, ancak son zamanlarda aldıklarımızı ve okuduklarımızı paylaşayım istedim.
Bu kitap puzzle şeklinde içinde deniz canlıları yer alıyor Kuzey'in çok ilgisini çekti diyebilirim. Hem kitap hem puzzle

15 Aralık 2011 Perşembe

18 AYLIK OLDUK

Bebeğim artık 18 aylık oldu,

*7 tane süt dişi bir tane azı dişi var:))
*Herşeyin üstüne tırmanıyor, hatta oturak sandalyeyi kenara çekip üzerine çıkıp çıkmak almak istediği şeyleri alıyor
*Bir giyinme hevesi var , dolap çekmecelerini açıp ne buldu ise giymeye çalışıyor,beresini ve atkısını kendi giyiyor ve çok mutlu oluyor
*Her gece 3 te mutlaka uyanıp yanımıza almadığım sürece susmuyor saat 4e kadar yanımızda yatıp dalınca tekrar beşiğine yatırıyorum
*kendi yemek istiyor kaşık ve çatal ile çok başarılı olamasada yemek yiyor


*Pek çok kelime söylüyor,ama sözlüğe ihtiyaç vae. işte Kuzey'in sözlüğü;
ate( atlet)
degi(dergi)
anne
baba
dede
anane
ala( hala)
dayı
bi( bir)
kugak( kulak)
gö(göz)
kuge( kuzey),
kuga( küpe)
koge(kolye)
mamu(yağmur)
kaga(karga)
kugey(kuzey)
de( deve)
teti( kedi)
mai(mavi)
mo( mor)
peme(pembe)
şi(şişe)
badak(bardak)
şu(su)
şüt(süt)
aaba( araba)
men( ben)
aklıma gelenler.

 Geçenlerde televizyonda gördüğümüz 18 aylık bebeğin tüm bayrakları tanıdığı ve ülkelerin isimlerini söylediği konusunda yaptığımız muhabbette. babam Kuzey lichtenstein(lihtenştany) dermisin dediğinde çıkan şey bizi çok güldürdü. linşini gibi bişeydi sanırım.

Şuan anlayacağınız taklit durumları var ne dersek tekrarlıyor.

2 Aralık 2011 Cuma

ANKARA MACERASI

Hafta sonu marka vekilliği sınavı nedeni ile maaile Ankara'daydık, tüm ısırıcı soğuna karşı güzel bir hafta sonu geçirdik. Sınav sonrası akşam buluşup urfalı mehmet  lokantasında tüm arkadaşlar yemek yedik, lokanta tamamen çocuklu aileler için hatta çocuksuz aileler gitmesin dedirtecek cinsten


Çocuklarınızla ilgilenebilen ablalar olduğı gibi çocuğunuzun fotoğrafını çekip magnet içinde fotoğrafı ve bir oyuncak hediye ettikleri gibi çocuk menüsüde var. Ertesi gün kahvaltı için Nissh deydik, ancak Kuzey'in yolda kusması nedeni ile tedirgin bir kahvaltı yaptık. Yola gidecek olmamız nedeni ile hem ne yedireceğimi bilemedim hemde çok keyifli kahvaltı yapamadım ama çok güzeldi, dostları bir arada görmek ayrı bir keyifti tabi Kuzey'de çok mutlu oldu kendine göre pek çok çocuk vardı çevrede

ANTALYA MACERASI

Bayram tatili nedeni ile eşimin şirketinin hediyesi ile Antalya'da tatil köyünde geçirecektik, bana Tatil köyü fikri hoş gelmediği için birde Kuzey ile bu fikri demenin tecrübesine varmak istedim.

Antalya'da sevgili arkadaşlarım Zümral ve Süleyman'ı ve tabiki güzel kızları Zeynep'i görmek için bir gün erken gitmeye karar verdik. İlk gün Zümral bizi karşıladı ve çok güzel yapmuş olduğu program ile çok güzel bir gece  geçirdik ertesi gün yolumuz belek Limak Atlantis Otel'e gittik, Kasım ayında olmamıza rağmen denize girilebiliyordu tabi ben bebemi sokamadım.

Yine söylüyorum herşey tatil otel bana göre değil, giriyorsun kapalı bir kutuya bilmem kaç gününü otel odası deniz, yemel salonları arasında geçiriyorsun habire yiyorsun yada yemek zorunda bırakılıyorsun. Ancak iyi olan yanı yemek yapmadığın çamaşır v.s. ile ilgilenmediğin için çocuğun ile daha çok vakit geçirebiliyorsun.

tabi birde bebeyi iki saatliğine kocaya satıp kese+köpük+masaj yaptırabiliyorsun....

17 Ekim 2011 Pazartesi

İLK TİYATROMUZ

15.10.2011 tarihinde arkadaşım candan'ın önerisi ile Kuzey ile ilk tiyatro maceramızı yaptık. Daha çok küçük durmaz diye düşünürken ufaklık yüzümü kara çıkardı. Bir saat süren "minik dev"TIKTIK adlı müzikli bir oyundu , pür dikkat izlemesede çok hoşuna gitti sıkıldığı alanlarda çevredeki abla ve abileri izlemekle geçirdi.

Şimdi evde minik dev dediğimizde elini yumruk yaparak dans ediyor.

Artık bazı cumartesileri saat 12.00 de tiyatrodayız demektir.

5 Ekim 2011 Çarşamba

YURT DIŞI TATİLİ

Bebeğim doğmadan önce çevremdeki bebekli arkadaşlarımın tarafımdan yapılan her yoruma karşılık "hele bir çocuğun olsun anlarsın" cümlelerinden bunalmıştım. Ozamanlar bende bu cümle, çocuk gibi bir nimete karşı şikayet gibi algılanıp kendime "ben böyle olmayacam ne yaşamak istersem bebeğimle birlikte yaşayacağım" diye söz vermiştim.


Sıra bu yaz Kuzey ile tatil meselesine gelince önce yurt içi tatilköylerini araştırıp tatil anlayışı ye,iç,denize gir olmayan ben ve kocacım için bu kadar para vermek anlamsız geldi ve yurt dışı turları araştırmaya başladık.Öncelikle yakın bir yer ( Avrupa ülkesi) olmalıydı, gitmediğimiz yerlerden çocukla gidilebilecek hatta gittiklerimizin bile içinde çocukla gidilebilecek en iyi mekan olarak Barcelona'da karar kıldık.


Sıkı bir araştırma yapmalıydım, ilk soru **bebeğim ne yiyecek ki hele bizim gibi süt alerjisi olan bir çocuk ile yurt dışı delilik olabilirdi. :))Yaptığım uzun çaplı araştırmalardan sonra yanıma neler aldım;


1-Seyahat kettle
2-Biberon Isıtıcı,
3-Ballı Tahıllı
4- Çeşitli meyveler
5-Makarma
6-Saklama kabı,kaşık
7-Keçi sütü( 2 kutu)
8-Süperfresh levrek,uskumru,ton balığı,
9-Kullan at önlükler
10-Cam biberon( kırılma ihtimaline karşı birse polikarbonat biberon)
11-4 tane emzik( 2 emziği barcelona sokaklarında heba ettikten sonra emziği eşorfmanımdan bulduğum ip ile Kuzey'in boynuna asıp emzik krizi yaşamaktan kurtulduk)
12- Hİp mamalar( kullanmaya gerek bile kalmadı)
13- Çeşitli giysi ,bir kaç çeşit oyuncak ve kitap
14-Islak mendil-20-25 adet bez
15- Chicco cady baston
16-Siling( hiç kullanmadık)
17- Hayat küçük su( 3 adet)
18-Neocate mama
19-Domates( gerek kalmadı)


Barcelona bence daha önce gittiğim Avrupa ülkelerine göre  ( Roma, Prag, Paris) yemek sorununun daha az olduğu hatta bize göre hiç olmadığı ülke idi.


Hata yaptığımızı düşündüğümüz konu ise merkeze uzak otel seçimi idi. (  25 dakikada metro ile Barcelonaya ulaşmak ??)
Merkeze uzak otelimizin bir avantajı yemekleri idi, damak tadımıza ve Kuzey'e uygvun ve çok uygun yemekler vardı.


Aynı zamanda Barcelonada bulunan meyve pazarları Kuzey'in ara öğünlerinde biçilmez kaftan oldu bizim için. Tabi marketler. Marketten aldığımız yeme amaçlı olmayıp Kuzey'in tamamen ısırıp attığı ama bu nedenle oyalandığı çubuk kraker ve sıkıştırılmış mısır gevrekleri imdata yetişti.


Yine marketten aldığımız pişmiş makarnalarda süperdi.


Gelelim çocukla Yurt Dışı tatilinin diğer püf noktalarına; kesinlikle baston puset, bu anlamda biz chicconun cady modelinden çok memnun kaldık. Kuzey onun içinde biz arkasında bastonun bir kolunda Kuzey'in eşyaları diğer kolunda boş bir poşet ve gün içinde Kuzey'den geriye kalan çöpleri koymaya yarayan torba ile beş gün geçirdik.


Kesinlikle düzeni bozulmadı öğlen uykusunu saymazsak aynı saatlerde yemek yedi ve akşam aynı saatte uyuttum. Ancak öğle arası uykusu meraklı oğlumun heryeri inceleme isteği nedeniyle 15.00-16.00 lara sarktı.
**Tur ile hareket etmedik, sabah Kuzey kaçta uyandı ise o saatte kahvaltıya inip, öncelikle meşhur patatesli omletlerinden, domates, bal,v.s. ile yapılan kahvaltının ardından hemen saklama kabına Kuzey için her ihtimale karşılık aldığımız patatesli omleti alarak yola çıktık. Tabiki babamız için  market ve gardrop görevi gören sırt çantası ile dolaşmak yorucu olsada acil durum çantası her zaman işe yaradı.


Nereleri gezdik; Öncelikle internetten yapmış olduğum uzun araştırmalar sonucu ortak karar olan yerleri belirlemiştim. Buna göre gezimizi yaptık ancak bizim üçüncü gün öğrendiğimiz bir şeyi paylaşmam lazım, Barcelona'da üstü açık tur otobüzleri var günlük bir bilet alıyorsunuz gezilecek her durakta duruyorlar , müzeyi gezdiniz işiniz bitti hemen duraktan bir sonrakine binebiliyorsunuz.

Sİlk gün: Sabah otelde kahvaltımızı yaptıktan sonra otobüslerle şehir turuna başladık. Bu şehir turunda sırasıyla görülecek yerleri otobüs ile görüyoruz.  Şehir turu esnasında gördüğümüz bu nedenle daha sonra gitmediğimiz yerler; 


Port Olimpic. 1992 Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapan Barselona’da bu oyunlar için yürütülen bir proje ile eski rıhtım yıkılıyor ve yeniden düzenleniyor. Gezinin ilk günü şehir turunda burayı gördüğümüz için gitmiyoruz.

Sagra Familia:Bitmeyen kilise

Aynı gün, turdan ayrılarak;
Yolda bir kaç mağazayada uğruyoruz, daha sonra Akvaryum'a gidiyoruz ancak İstanbul Forumdaki akvaryumun daha güzel olduğuna karar verip keşke gelmeseydik diyerek geri dönüyoruz. La Ramblas caddesinde denize doğru olan kısmında Kolomb'un adına yapılan anıtla karşılaşıyoruz. 60 metrelik dökme demir anıt bulunuyor.


 Dönüş yolumuzda öncelikle Katalunya müzesi ve Picasso müzesini geziyoruz. Catalunya müzesi girişi 4 Euro Picasso müzesinin ise 9 Euro.


Catalunya müzesi Kuzey için en keyifli alan oluyor, Çünkü pek çok görsel izleyerek o dönemlere ait eserleri:) deneyebiliyorsunuz. Şovalyeler bu çelik zırhları taşıyarak nasıl ayakta kaldılar anlamıyoruz.

Kolomb Anıtına sırtınızı verip denize doğru döndüğünüzde sağ tarafta Drassanes (Tersane) ve Museu Maritim’i (Denizcilik Müzesini) görüyoruz. Biz girmedik ama denizcilik tarihine meraklı olanlar bu müzeyi gezebilirler.


Ertesi gün metroya binerek, Catalunya meydanına ve Las Ramblas caddesine gittik.




Cadde İstanbul- İstiklal Caddesine benziyor ancak daha büyük bir cadde, cadde üzerinde çeşitli satıcılar ve resim yapanları görebiliyorsunuz ve favorimiz :)) La Boqueria’ya ulaşıyoruz. La Boqueria Barselona’nın en renkli yiyecek pazarı. Ülkemizde göremeyeceğimiz tropikal meyveler ve kuruyemişler dilimlenerek hazırlanmış paketlede ve tabağını 1,50 € ya yiyebiliyorsunuz. Her çeşit deniz ve et ürününüde bulmak mümkün:))

Las Ramblas’da denize doğru yürürken Dar bir sokağa girerek Gaudi’nin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen Neo-Gotik bir malikâne olan Palau Güell’i binanın dışından izliyoruz. Katalonya yöresinde, özellikle Barselona kenti ve çevresinde çok fazla eseri var.

Ertesi gün Park Guelle gitmeye karar veriyoruz. Metroda karşılaştığımız turdan bir ailede bizimle gelmeye karar veriyor ve iyiki geldik dediler.
Gaudi’nin eserlerinin sekiz tanesi UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Park Güell, bunlardan biri





3. gün Girona-Figures'e gitme planımız baştan beri belirli iken evdeki plan çarşıya uymaz hesabı çocuklu olmamız sebebiyle ekstra giderek kişi başı 70 Euro ödemek için ismimizi yazdırmış bizler gerekli katılımın olmaması sebebiyle turun iptal olduğunu öğrenince kendimiz gitmeye karar veriyoruz. Kahvaltı esnasında iki aileninde buralara gideceğini öğrenince birlikte yola koyuluyoruz.



Barcelona-Sants (Estació de Sants) istasyonuna gidiyoruz. Burası banliyö trenleri, şehirlerarası trenler, hızlı trenler ve metro hatlarının birleştiği Barselona’nın en büyük ve önemli tren istasyonu.

Figurasa  gidiş dönüş kişi başı 11.20 € bilet parası veriyoruz. Yol giderken 2 saat dönüşte trenle yaklaşık 1 saat sürdü, dönüşte sevgili kocacımın hızlı trenin ayrı saatlerde olduğunu farketmesi ve bu saati not alması üzerine zaman yönünden tasarruf ediyoeruz. 



 Girona daha önce bir durak olması ancak aldığımız bilgilerden önce Figurasa uğramamız gerektiği için buraya uğruyoruz.


Figurasa gelme sebebimiz Dali Müzesi; Müzeye, Figueres Tren İstasyonundan 15 dakikalık bir yürüyüş ile ulaşabiliyorsunuz. 11 € olan giriş ücretini ödüyoruz. Giriş için iki bilet veriyorlar. İkinci bilet başka bir binada yer alan Dali Mücevherleri Müzesi için.Ancak puset içeriye alınmıyor çünkü pusetle gezemiyorsunuz. Puseti girişte verip çıkışta alıyorsunuz.

Dalinin kendi portresini yere dağınık olarak çizip bombeli aynada düz bir şekilde göründüğü resim


Dali Müzesinde oğlumun uyanık olduğu ilk iki dakika sonrası bu şekilde kucakta uykulu bebe ile müze gezmesi

Tavanda Küvet, tuvalet var
Pek çekemedim ama aşağıda baktığınızda oda görünümü görünen ama karşıdan baktığınızda bayan suratı

Bana göre bukadar yol gelmeye değdi, tabi müze gezmekten  hoşlanmayanlara bir şey diyemeyeceğim ben bayıldım , Dalinin değişik çalışan beyninin eserlerini görmek değişik bir keyif ve tecrübe idi. Daha önce İstanbul'a bir kısım eserleri geldi ise de gelmeyen eserlerinide görmek keyifliydi.


Dalí, müzenin her köşesini kendi tasarlamış, inşaatı ve dekorasyonuyla bizzat ilgilenmiş. Müze 1974'te açıldıysa da, Dalí 1980'lerin ortasına kadar ufak eklemeler ve değişiklikler yapmaya devam etmiş.

 Dali’nin mezarı müze içerisinde cam kubbenin tam altındaki mahzende bulunuyor. Bu salonda devasa bir tablo yer almakta.

Ayrıca müzeye kesinlikle sabahın erken saatlerinde gidilmeli ki Gioranayada uprayabilin biz bu nedenle uğrayamadık:((
Daha sonra Figueres’in dar sokaklarını geziyoruz.  ve bir cafeye oturup önce yöresel içkileri Sangria içiyor ve Kuzey'inde yiyebilmesi için makarna yiyoruz çok uygun bir fiyat ile doyuyoruz .Ayrıca tren istasyonuna yakın bir yerde Döner kebep satan bir dükkan var Pakistanlılar işletiyormuş gruptan bir kaç kişi orada yemek yemeyi tercih etti ve memnun kaldıklarını söylediler. buda benden söylemesi

Geri dönüş yolculuğu daha kısa geçtiği için daha rahat geçiyor. Takrar Catalunya meydanındayız, bu sefer otele dönmeden önce hep birlikte Tapas ve Paella yemeye karar veriyoruz. Tapas; bildiğiniz meze tabağı, ağız tadımıza yakın ancak kesinlikle türk mezeleri daha enfes, paella ise bir çeşit pilav tavuklu,sebzeli ve deniz ürünlü çeşitleri var biz sebzeli ve deniz ürünlü alıyoruz. Deniz ürünlü olanı beğeniyoruz tabi yanına Sangria dahil

Tapas ve Paella yiyecekseniz dışarıda menü yazan yerleri tercih edin, bunlarda tek fark dışarıda değil içeride oturuyorsunuz ama kesinlikle daha ucuz yalnız bu nedenle içecekleri biraz daha pahalıya veriyorlar.

Son gün alışveriş ve gezmeye ayırdık. Sevgili oğlum pusetten kurtulduğu an bidaha binmemek için kaçıyor. Üç emziği barcelona sokaklarında kaybettiğimiz için en son emziği bir eşorfman ipi ile bağlamak zorunda kalıyorum.

Aslında anlatacak daha çok şey var vakit bulur bulmaz gerisi gezginindefterinde olacak

26 Ağustos 2011 Cuma

EDİRNE GEZİSİ

Anneannem ve dedemi uzun süre olmuştu görmeyeli tabi onlarda Kuzey'i görememişti, bu nedenle bir hafta sonu vicdani yönüm ağır basarak annem, kocacım ve oğluşum Kuzey ile Edirne yollarına attık kendimizi.

Aslında bu kadar süredir ertelememin nedeni Kuzey'in arabada en fazla bir dakika ağlamadan durabilmesiydi, bu nedenle 3-4 saat yolu bir türlü göze alamadık.
Saat 9.00 da kahvaltısını yapan Kuzey ile hemen 10.00 gibi yola çıktık çünkü 10.00-10.30 gibi uykuya geçmesini istedik, tamda istediğimiz gibi oldu .
Tabi araba serin beşik gibi sallanınca oğlum ilk defa iki saat uyudu, ondan sonrada ilk defa ( dilinizi ısırın ) büyük bir problem yaşamadı, varmamıza yarım saat kalayı saymazsak:)
 Problemsiz giden bu yol maceramızdan sonra bir sonraki BAlıkesir seferimizi araba ile yapmaya karar verdik.

Kuzey ilk defa bu kadar yaşlı insanları görüyordu ve hayret etti. Ama onu en çok mutlu eden köyde bulunan kedi, tavuk, hindi gibi hayvanların bulunması idi, korkusuzca onların peşinden koşup durdu, ve çok keyif aldı.
Tabibki anneannem ve dedemin mutluluğu paha biçilemezdi. Özellikle dedem, Kuzey'in hareketliliğine hayret etti . Tabi o kadar kuşak farkı var ki oysa şimdi ki çocukların hepsi afacan:..

Bir gece kaldık ertesi gün yine aynı saatlerde dönüş yoluna geçtik tabibki Selimiye Camii ziyaret edilmeden ve ciğer yenmeden dönülmezdi. Mimar Sinan'ın 80 yaşında yaptığı ve "ustalık eserim" dediği anıtsal yapı tek kelime ile muhteşem.

Bu camide en sevdiğim husus ters lale figürü;

Yaygın söylenceye göre bu lale, Cami arsasının sahibi olan ve burada lale yetiştiren kişinin, arsaya Cami yapımı için çıkardığı güçlük ve ters tutumunu sembolize etmektedir.

Bazılarına göre caminin yapımında çalışan kör bir ustanın ürünü olan bu lale için, halk arasında, başka inançlar da vardır. Örneğin, Allah ve lale sözcüklerinde aynı harfler bulunması nedeniyle bu çiçeğe Mistik bir anlam kazandırılmış ve kutsal sayılmıştır. Ayrıca eski Harflerle yazılmış lale sözcüğü tersten okunduğunda Osmanlılar'ın Kutsal alameti olan hilal okunur.
Bir başka yaklaşım da Mimar Sinan'ın o günlerde hastalanan ve ölen Torunu Fatma ile ilgilidir. Buna göre zaten kalın boğumuyla yeteri Kadar bozulmuş lale motifi Sinan'ın torunuyla ilgilendiği ve moralinin Bozuk olduğu günlerde bir kalfa tarafından kondurulmuştur.

Bu arada yolunuz Edirne'ye düşerse meşhur bizim ciğercide yerin derim mutlaka. Her şey enfesti tabiki istanbul da bulunan Kırkpınar Lokantalarının neredeyse yarı fiyatına olması ise bizler için üzücü bir durum:))

9 Ağustos 2011 Salı

NELER DİNLİYORUZ

Sevgili Mehtap'cığımın önerisi Yıldız İbrahimova sesinden çocukça şarkılar, 4 yaşında ki Umur'un en çok sevdiği cd lerden biri imiş, Henüz sadece entrümantal müzik dinleyen Kuzey biraz korktu gibi ....

Yıldız İbrahimova kimdir?
Bulgaristan doğumlu, Türk caz müziği sanatçısı.  Dört oktavlık sesi ve inanılmaz emprovizasyon kabiliyetiyle tüm dünyada tanınan ,yaşayan en iyi doğaçlama yeteneğine sahip kadın caz sanatçılarından biri olarak bilinir.
Bir konserinde  orkestrasız 3 saat boyunca doğaçlama acapella performans sergilemiştir.





Diğer cd miz ise IQ çocuk

 


 Tek kelimeyle süper , Kuzey bayıldı tabi bizde

Araştırmalar, bebeklerin anne karnındayken 6. ve 7. aylardan itibaren seslere, özellikle de müziğe tepki verdiklerini, anne karnındayken dinledikleri müzikleri doğduktan sonra dinlediklerinde hatırladıklarını göstermektedir.
Zihinsel gelişimin %85’i 8 yaşına kadar, beyin gelişiminin ise %80’i 3 yaşına kadar tamamlandığından yapılan araştırmalar bu süreçte müziğin çok önemli bir rol oynadığını, zekâ ve beyin gelişimini ilk aylarda beslenmeden sonra olumlu etkileyen en önemli faktörün müzik olduğunu göstermektedir.
.
Anne karnından itibaren müzik dinletilen bebeklerin psikolojik gelişimleri de olumlu yönde olmuş, hırçın davranışlar yerine uyumlu davranışlar sergiledikleri ortaya çıkmıştır. Özellikle klasik müzik beyinde sakinlik hissi yayan alfa dalgalarını harekete geçirmektedir.


Müzik dinletilen bebeğin hareket kabiliyeti, müziği duyduğunda yaptığı eşlik hareketleriyle küçük kas ve büyük kas gelişimi hızlanmaktadır. Kısacası, doğumdan üç ay öncesinden itibaren bebeğe klasik müzik dinletmek onun zihinsel, duygusal, fiziksel ve sosyal gelişimini olumlu yönde etkiler, bilişsel zekânın, kulak ve dilin gelişimine yardımcı olur.

8 Ağustos 2011 Pazartesi

ÇOCUK KEKİ

Kuzeye yaptığım ve çok sevdiği kek tarifini paylaşmak istedim

Malzemeler

2 yumurta
1 çay bardağı toz şeker ( daha azda katabilirsiniz)
1/2 su bardağı zeytin yağı
1/2 su bardağı süt( alerjiniz varsa meyve suyu da katabilirsiniz biz keçi sütüne geçtiğimiz için keçi sütü kattım)
1 su bardağı kepekli un
1 su bardağı tam buğday un
kabartma tozu
isteğe bağlı kuru kayısı, kuru incir,( sıcak suda 5-10 dk. bekletelim)
isteğe bağlı ceviz, fındık, badem iyice dövülmüş
tarçın


Önce yumurta ve şekeri iyice mikserde 10 dk.çırpalım sonra süt ve yağı katıp çırpmaya devam edelim. En son un,kabartma tozu ve kuruyemişleri katalım, biraz karıştırarak yağlanmış muffin kalıplarına dökerek önceden ısıtılmış 160 derece pişirelim.

Afiyet olsun

Elif Ayla'nın şerbetler ve hoşaflar kitabında her tarifin arkasına yazdığı  ve çok sevdiğim sözünü bende burada yazarak postu bitiriyorum

Artsın, eksilmesin.Dolsunda taşmasın. Az çok olsunda, bereket yok olmasın. Amin


4 Ağustos 2011 Perşembe

ÇOCUKLA TATİL 1-

piknik zamanı
çakma deniz.))

Kuzey boyu kadar buzdolabı görünce

fotoğraf makinesini bulunca
10 günlük ilk tatilimizi yaptık.
Yer: Burhaniye/ Anneanne dedenin yazlığı

Kuzey'in arabada huysuzlaşması, ağlaması nedeniyle araba yolculuğuna göğüs gerecek gücü kendimizde bulamamamız nedeniyle uçak seyahatini tercih ettik.

Gidişte tam uçağa binecek iken Kuzey'den gelen koku nedeniyle babamız giriş kuyruğunda beklerken biz hızlı adımlarla bebek bakım odasına gittik. Kuzey'in alt değiştirme işlemi bitince ucu ucuna uçağa yerleştik.

Doktorumuzun uçak kalkarken ve inerken su içirin demesi üzerine,kalkışta ve inişte su içirme çabalarımız sonuçsuz kalınca emzik yöntemine başvurduk.

ve tekrar bir koku ve Kuzey ishal olmuştu, hemen uçağın lavabosuna giderek hostesten alt değiştirme için örtü isteyerek bu işlemi de başarı ile tamamlıyoruz. Uçakta pek çok çocuk ağlarken oğlumun ağlama gibi bir sıkıntısı yoktu ancak tabi ki sıkıldı, sinirleri bozuldu, yanımızda ki beyefendi kendisinin de oğlu olduğunu bu durumu anladığını ve başka yer boş ise oraya geçebileceğini söyledi. Biz çok mutlu olduk tabiki Kuzey'de

Burhaniye günlerini iyiydi evde bir kaç kişinin olması tatili daha olumlu hale getiriyordu. Ancak gittiğimiz  hafta  deniz suyu çok soğuktu bu nedenle Kuzey'i denize sokamadık daha doğrusu kendisi girmek istemesi, suya sokmaya çalıştıkça üfff diyerek soğuk hareketi yaparak bizim bu çabamızı sonuçsuz bıraktı.

Bizde kendisine şişme havuz alarak yazlığın önünde ılıştırılmış su ile çakma deniz keyfi yaşattık. Çok memnun oldu ama keyfine düşkün oğlum biraz su soğumaya başlayınca daha fazla içinde durmak istemedi.

Yazlığın müstakil olması ise Kuzeyi en çok sevindiren durumdu heryere gidebiliyordu gezmeye meraklı yavrucak...

10 Haziran 2011 Cuma

RESİMLEEEER

KUZEY'İN EN SEVDİĞİ İKİLİ: EKMEK VE ELEKTRİK SÜPÜRGESİ
SAÇLAR KESİLDİĞİNDE

KUZEY HALASININ EVİNDE



BABAMIZIN EN SEVDİĞİ KAHVALTI MEKANI

6 Haziran 2011 Pazartesi

İLK TRAŞIMI OLDUM

Uzun saçı çok severim, Kuzey'in kıvır kıvır hale gelen saçları da çok hoşuma gidiyordu ancak, gözüne ve kulağına giren saçlar oğluşumu rahatsız edince soluğu e- bebek çocuk kuaföründe aldık ve oğlum ilk berber !! macerasını yaşamış oldu. Saçlar kesilince görüntüde büyüyen oğlum hal ve tavırlarında da farklılaştı, en garibi eve geldiğimizde aynanın karşısına geçip anlamsız anlamsız elini saçlarına götürüp durmasıydı anlaşılan o ki kendinde ki değişikliği fark etmişti:)

25 Mayıs 2011 Çarşamba

KUZUMUN DİŞİ ÇIKTI ve YÜRÜYOOOOOOORR

Gerçi "diş ilk çıktığında şeffaf olur "söylemlerine bakarsak o şeffaflık sanırım daha önceydi ama benim görsel dişe benzeyen bir görünüme ihtiyacım vardı, çocukluğumdan beri mantıklı  açıklamalara ihtiyacı olan ben , örneğin yarım 12.30 değil 12.00 dir, aksi halde bir gün 25 saat midir? sorularla bazı şeyleri red eden ben bundada diş dediğin diştir şeffaf mış o neymiş diyerek redettim. Şimdi
oğlumun bir dişi resmen görülüyor yanında dada işte o şeffaflık var.

Şeffaf falan anlamam benim bildiğim diş baya küçük bir yumru yoksa ben o dişe diş demem bu nedenle beyaz incinin görünmesini bekledim kayda düşmek için ....
Ağrıyan dizime ve gribime rağmen bir haftadır bu diş nedeni ile sadece bir saat uyku ile işe gelsemde seninle her geçen gün birşeyleri keşfetmek herşeye değer......





Aynı durumu yürüme olayında da yaşadım, bir iki adım atınca yürüdü sayılırmış, bu durum 11.04.2011 tarihinde idi ama artık şimdi baya yürüyor hemde damacanaları çekip arkasına saklanmayı bile yapabiliyor , arada bir sendeleyip emekleyerek yola devam etsede onun o ürkek tavırları görülmeye değer,

Allahım en zor büyüyen sanırım insan yavrusu her şeyi yavaş yavaş öğreniyoruz.
Bitanem biz sana hep güzellikleri öğreteceğiz, yüce Allahım'da öyle  sende hep güzellikleri öğren ...olur mu?


Seni çok seviyorum,

23 Mayıs 2011 Pazartesi

GÜLE GÜLE ALLERJİ

Bir yaş testlerimizi yaptırdık. veeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee

Kuzey'in keçi sütüne allerjisi kalmadığı gibi inek sütü allerjisi 1.8 e düşmüş, önceki sonuçlarımız TIK

dikkate alındığında yakın zamanda inek sütüne alerjininde kalmayacağı kesin gibi.

Bu nedenle önce keçi yoğurdu , bir hafta sonrası keçi peyniri sıralaması ile yavaş yavaş geçiş yapıyoruz sonra inek sütü için doktorumuz karar verecek .

Kuzum artık yoğurt peynir yiyebilecek

ve artık 1 yaşında olduğu için normal yemeklere geçiş yapıyoruz patlıcan bakla çay beyin ıvırzıvır:)))) hariç herşeyi çok az iyotlu tuzlu olmak kaydıyla yiyebilecek.

10 Mayıs 2011 Salı

GEZMEK İSTİYORUM

Gezenti oğlum benim, kim giderse arkasından ayakkabısının tekini alıp gidiyor, kimse götürmeyince anneannesini kolundan sürükleyerek ayakkabı dolabını açarak anneannesinin ayakkabılarını gösteriyor.. hadi gidelim demek oluyor sanırım.

İyi güzel de oğlum şu  uykun geldiğinde dışarıda uyumayı becerebilsen de sende bizde telef olmasak:)))

5 Mayıs 2011 Perşembe

MUCİZEM BİR YAŞINDA -04.05.2011

Beklenen gün geldi, bebeğim artık 1 yaşında pastamız butik pasta yapan İlker Ergin'den, pastanın üzerinde Kuzey'in çok sevdiği şeyler olsun istedik yıkanmaya bayılan oğlumun resmedildiği, üzerinde en çok sevdiği oyuncakların olduğu bir pasta oldu, gerçi üzerinde araba ve uzaktan kumandada olsun istemiştik ama:(


MENÜMÜZ


Etimek tatlısı, Kısır ( ananemizden), truf, havuçlu muffin, patates ve peynirli börek ( halamız ve babannemizden) kömbe  kurabiye,tost ekmeği salatası,zeytinli pohaça

Parti malzemeleri satan sitelerden bir yaşa özel peçete, masa örtüsü, balonlar aldım, aynı zamanda gelenlere hediye etmek üzere www.fotomagnet.com dan magnetler sipariş ettim her birini poşetleyip kurdeleledim.



Öncelikle davetli sayısını sınırlı tuttum, Kuzey bu doğum gününden hiç bir şey anlamayacağı için sadece çekirdek aile davet edildi, kendi bişeylerin farkına vardığında kalabalık bir doğum günü düşünüyorum.Kuzey yinede çok mutlu oldu ama yoruldu ve huysuzlandı;

HEDİYELER İÇİN HERKESE TEŞEKKÜRLER;
Halalarımız ve babaanne dedemiz çok güzel ciciler almıştı,
Anneanne ve dedemiz yine çok güzel cicilerin yanı sıra İZMİR HATIRA ORMANINDA Kuzey adına 6 adet fidan diktirmiş buna ilişkin sertifikayı verdiler çok hoştu Kuzey'in ve yanında bizlerin dikili ağacı oldu,

Nihan teyzemiz pipapipadan Kuzey'in ismine özel kitap göndermişti,
Sevgili arkadaşlarım Sevgi,Şenay ve Ceyda gelemeselerde çok güzel bir şeker buketi göndermişti Kuzey'e
Tabi manevi amcamız Murat'dan ve Suzan teyzemizden gelen künyeyi unutmayalım.

Bizde güzel bir slayt hazırladık hamileliğimden hafta hafta Kuzey doğduktan sonra ay ay resimlerinin olduğu , Candan Erçetin'in hoşgeldin bebek müziği eşliğinde Tosbiğimize özel bir slayt ve 04.05.2011 tarihinde ödenmeye başlamak üzere kumbara fon açtırdık Kuzey adına , 18 yaşına kadar bizden gerisi artık kuzey'den:))



İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Related Posts with Thumbnails