AŞKSIN SEN

AŞKSIN SEN

22 Nisan 2016 Cuma

DEVRİM ÜLKESİ KÜBA



KÜBA KÜBA KÜBA 



Devrimin, Dansın, Mutlu İnsanların ülkesi....

Önce hayal etmeli insan, olacağına inanmalı ki bir bakmışsın Alice gibi harikalar diyarındasın...

UNESCO araştırmasına göre Dünya üzerinde en çok görülmek istenen ülke ..

ALACALI TÜY SORGUÇLAR 
Kadehte nasıl 
Altın kabarcıkla 
Fıkırdarsa ruhu 
Saydam şarabın; 

Denizde nasıl 
Beyaz bir sırt gibi eğmeçlenerek 
Köpürür, 
Sonra yatışırsa dalga; 

Ovada nasıl 
Hoplayıp zıplarsa taylar 
Oynayarak ve ışıldayarak 
Sabahları; 
Kah ansızın kişneyerek 
Kah dörtnala fırlayarak 
Salarak gür yelelerini 
Rüzgara; 

İşte öyle 
Fıkırdıyor bende de düşünceler, 
Sokuluyorlar ayaklarına senin 
Altın köpükler benzeri; 
Ya da uysalca 
Baş eğiyorlar oğlum 
Önünde senin 
Alacalı tüy sorguçlar gibi. 


Jose MARTI

Çeviren : Ataol BEHRAMOĞLU

Bizde böyle başladık önce hayal ettik, sonra kendimizi uçağın içinde bulduk. Jose Marti Küba Dostluk Derneği'nin düzenlediği geziye dahil olduk. Eğer devrimi hissetmek, vatandaşlar ile sohbet etmek, Küba' yı yaşamak istiyorsanız bence en doğru tercih Dostluk Derneği..öğle yemeği, akşam yemeği nerede nasıl yiyeceğiz derdiniz yok hepsi  tur fiyatı içinde ve güzel bir şekilde organize edilmiş. 

Küba'da yaz mevsimi çok sıcak biz bu nedenle Ocak ayında gitmeyi tercih ettik, önce hafif bir rüzgar sonra fırtına eşliğinde bir mevsimi yaşıyorsunuz. Eğer Ocak ayında gidecekseniz, anlık bastıran şiddetli yağmurları dikkate alınız.


Uçaktan indiğiniz andan itibaren, sanki uçak ile değilde zaman makinesi ile 1960 lara yolculuk yapmış gibi hissediyorsunuz.İlk işiniz döviz bürosuna giderek, EURO yu CUC'a çevirmek olsun.  Nakit para ile gidin, kredi kartlarına güvenmeyin. 

İnternet; sadece bazı cafeler de ve otellerde var. Bunun içinde o otelden kontör benzeri kartlar satın alıyorsunuz ve orada ki şifre ile kotanız kadar internet kullanabiliyorsunuz. 

Ülkede ambargonun izleri hissediliyor. Bu neden  tuvalet kağıdı, sabun sıkıntısı var. Mutlaka yanınızda bulundurun.  


Gelelim para birimine; Küba'da iki tür para birimi var. Birincisi  vatandaşların kullandığı para birimi peso,diğeri turistlerin kullandığı para birimi CUC , 1 CUC yaklaşık 1 Euroya denk geliyor. peso kullanabilecek olsanız tüm ülkeyi bedava bile gezebilirsiniz. 

BAŞKENT HAVANA;



Plaza de la Catedral ( katedral meydanı) 

Plaza de armas( Küba'nın en geniş meydanı 17. yyda Küba'nın İdari merkezi olarak inşa eidlmiş) 

Malecon( kafeler, barlar, restoranlar, müzik grupları ile size merhaba diyor) 

Plaza de la Revolucion ( Kübalılar için çok önemli isim olan Jose Marti'nin anıtının olduğu DSevrim meydanını mutlaka görün, sürekli yanan Devrim ateşini de) 

Museo de la Revolucion ( Che, Fidel, Camilo  ve tabi ki devrimi anlatan müze, kesinlikle görmelisiniz, ) 

Eski Havana’da bir çok yerde hummalı bir restorasyon var. Okuduğuma göre bu bölgenin restorasyonu için Unesco 160 milyon dolar destekte bulunmuş. 

Meydana çıkan sokaklardan birinde Hemingway’in  meşhur ettiği ardından Fidel Castro,Che Guevara,Nat King Cole,Salvodor Allende,Nicolas Guillen,Harry Belafonte gibi bir çok ünlünün masalarını aşındırdığı bar La Bodequita del Medio bugün turistlerin  uğrak yeri. Bizde bu geleneği bozmadık.

SANTA CLARA
Che'nin anıt mezarının olduğu küba kasabası.



VAREDORA

 Buraya geldiğinizde, havana'dan farklı bir yapı sizi karşılıyor. Bölge tamamen turistlerle dolu, . Küba'nın en güzel deniz ve kumu da burada.

TRİNİDAD





Şehrin adı ( baba-oğul-kutsal ruh) anlamına gelmektedir. Trinidad renkli evleri dar sokakları ile muhteşem. Vatandaş evlerini turizme açmış ve konaklamalar bu şirin temiz evlerde yapılıyor. Kent UNESCO tarafından Dünya Kültür mirası edilmiş.

Sokak arasında bir yere giriyoruz, sanat ile ilgilenen gençler için devlet tarafından kurulmuş enstitü benzeri bir yer, gençler burada sosyalleşiyorlar sanat ile ilgileniyorlar. Burada müthiş bir müzik ziyafeti aldıktan sonra, sergi geziyoruz.



Küba bize göre tabi farklı bir yer her yönüyle, eğitim, sağlık hizmeti her şey eşit, çocukların öğlen yiyecekleri sandviç dahi, okul ihtiyaçları yanında devlet tarafından karşılanıyor. Yine halkın zorunlu gıda ihtiyaçları da devlet tarafından karşılanıyor. Bu nedenle Eğitim ve Sağlık alanında çok ilerideler. 

Bugün Küba’da birçok şeyin yokluğu çekilmesine rağmen özellikle sağlık branşından övgüyle söz ediliyor. Uyuşturuculara veda etmek isteyen dünyaca ünlü Arjantinli futbol yıldızı Diego Maradona, estetik yaptırmak isteyen Hollywood yıldızları, kanser tedavisi yaptırmak isteyen Latin Amerikalı devlet başkanları, hepsi Küba’yı tercih ediyor. Bizde nedir bu durum diye  sağlık kuruluşuna gittik aynı zamanda çok ünlü bir doktor ile sohbet etme fırsatını yakaladık. 

Küba’da doktorlar hastalarını yakından tanıma fırsatı buluyor, çünkü onları evlerinde ziyaret edebiliyorlar. Küba sağlık sistemi her mahalleye bir ya da birden fazla ev doktoru tayin ediyor ve bunlar onlarca yıl boyunca hep o mahallenin insanlarının sağlığından sorumlu oluyor. Bunların üzerinde ise poliklinik denilen yapılanmalar var. Akciğer kanseri, şeker hastalığı, Vitiligo ile ilgili çok önemli gelişmeler kaydetmişler. Dünyadaki 189 ülke arasında, sağlık ölçütleri en iyi olan ilk 30 ülkeden biri olan Küba, Latin Amerika ve Karayipler Bölgesi’ nde en iyi durumdaki ülkedir. 

YEMEK : yemek konusunda sorun yaşamazsınız, meyve, et,tavuk, deniz ürünleri her şey var. Birde bunlar "organik" , unuttuğumuz tatlar. Cuban pina colada içmeden dönmeyin. 


EĞLENCE:
Küba'da her daim eğlence var. Şarkı söyleyenler,dans edenler, eller havaya modu sürekli devam ediyor. Bir arkadaşımızın önerisi ile Havana'da en iyi yerlerden biri denilen La Guarıda'ya gittik. pek çok hollywood starının olduğu yer, gayet eğlenceli ve yemekleri leziz.İyi ki gitmişiz.  Ancak önceden mutlaka rezervasyon yaptırınız.




 
MUZ KIZARTMASI FAVORİ 




















17 Eylül 2015 Perşembe

ŞİMDİ OKULLU OLDUK SIRALARI DOLDURDUK

HAZIRLIK SINIFI

Okul araştırmalarını anlatmayacağım, çünkü ahkam kesecek bir bilgim yok, ne eğitimciyim ne pedagogum nede Kuzey'den başka okul denemeleri yapmış çocuğum var.  Sadece şunu diyebilirim;  bu okul işi zor iş ve çocuğa, velinin beklentisine göre yorumlar değişebiliyor.

Biz araştırdık, sorduk, dinledik  ve kafamız dahada karışarak sonunda oturduğumuz yere yakın Bilfen'de karar verdik. Deneyeceğiz göreceğiz. 




MİDİLLİ TATİLİ

Birikiyor, hikayeler birikiyor, anlatılacaklar birikiyor, hayatın hızına mı yetişemiyoruz, biraz atalet mi, yoksa çok fazla şeyi mi sığdırmaya çalışıyoruz zamana bilemiyorum, ama  ipin ucu kaçınca  yakalayamıyorsun ya,  bende öyle blog ile ilgili sanırım ipin ucunu kaçırdım.

Neresinden yakalarım bilmiyorum, telefonda ki resimleri bilgisayara atmasam sanırım bu yazıyı da yazacak değildim. Ama Burhaniye'de anneanneye yazlık ziyaretinde hazır vizemiz varken Midilli gezisi yaptık. gezi bitince tek dediğimiz " ne yedik be" oldu. Yolunuz Ayvalık'a düşerse deniz ürünleri seviyorsanız mutlaka gidin ve yiyin:))


Biz çok beğendik, Midilli diğer adı Lesvos'u, Kuzey sürekli konuştukları dili sorguladı ve anlattıklarımızdan, öğrettiklerimizden çıkardığı sonuç
- peki anne Ayvalık'tada Ayvalıkça'mı konuşuyorlar ? oldu. 

Midilli'ye Ayvalık'tan geçiliyor. ; Jale TurTuryol ve Jalem Tur.
Jale ve Turyol gidiş dönüş 30 euro, yolculuk 1 buçuk saate yakın sürüyor. Biletleri online aldığınızda 5 euro kadar indirim olabiliyor.
Jalem de  ise hızlı katamaranlar ile gidiliyor.  Daha hızlı gitmenin bedeli 5 euro daha pahalı bilet almak, 35 euro gidiş dönüş. Yolculuk 35 dakika sürüyorlar ancak biz bindiğimizde gidişte 45 dakika dönüşte 50 dakikaya yakın yolculuk yaptık.

Midiili'nin kuzeyinde olan Molivos'ta konakladık,sanırım turizm açısından da konaklanacak en güzel yer burası. Gümrük kontrolünden geçtikten sonra, hemen merkezde bir çok araç kiralama  firmalarını görebiliyorsunuz. Biz lesvos diye bir firmadan kiraladık. Kiralarken harita isteyerek görülecek yerler hakkında bilgi aldık ve yola koyulduk. Molivos yaklaşık 1,5 saat sürüyor, merkezde pansiyon tarzı 15-20 Euroya pek çok otel var. Ancak biz Kuzey'in havuz aşkı nedeniyle merkeze 1 km uzaklıkta  başka bir otel tercih ettik, ancak kesinlikle hemen Molivos merkezde konaklayın derim.   Otel hizmetinden çok fazla bir şey beklemeyin ve adanın her yerini keşfedin.

Molivos Kalesi'ni ziyaret etmek isterseniz pazartesi kapalı,  manzara bir harika,kalenin girişine kadar arabayla gidiliyor, yorulmadan ulaşabileceğiniz bir yer. Kalenin altında güzel bir cafe var ve manzara gördüğünüz gibi:)) .
Molivos kaleden manzara

Molivos Kalesi

Molivos Kale'de Cafe

Molivos Liman'da bize önerilen yer octobus adlı bir tavernaydı  gerçekten enfes yemekleri olan bir yer ve uygun fiyatta. Taverna deyince sirtaki yapılıyor sanmayın, sadece bir yandan müzik çalıyor.


Plomari: Lesvos yani Midilli adası uzonun anavatanı. Plomari de adada uzo fabrikalarının bulunduğu yer. Rakıya en çok benzeyen olduğu için Barbayanni markası Türkler tarafından en çok sevileni, özellikle mavi ve yeşil olanı çok tercih ediliyor.  Barbayanni uzo fabrikasının içinde bir de uzo müzesi olduğu için ziyaret etmeye değer...
Uzo Müzesi



Kalloni ve sahil kısmı olan Skala Kalloni, Molivosa çok yakın değil ancak denize girilebilir ve sahilinde bulunan az sayıdaki işletmelerden birinde enfes deniz mahsülleri yiyebilirsiniz. 

 Skala Skamnias. Skamnias şehrinin iskelesi ve molivosa çok yakın ancak siz bizim gibi kestirme diye dağ yolundan sakın gitmeyin, yol çok kötü ve  uçuruma sıfır giditorsunuz, bütün bildiğim duaları okdum diyebilirim. Bilinen ana yoldan gidin, çok küçük, şirin bir liman bir kaç güzel restaurant var biz türkçesi "o ağacın altında" denilen yerde yedik ve gayet memnun kaldık.  El işçiliği güzel hediyelikler satılıyor.

skala skamnias

Mandamados mandıraları ve Agios Taksiyarhis kilisesi ile ünlü bir yer aynı zamanda küçük  Seramik atölyesi var.  Adanın ünlü peyniri Ladotiri'yi biz buradan aldık ama bulamazsanız yada buraya gelemezseniz üzülmeyin marketlerde hatta dönüşte feribota binmeden  miytilene merkezden alabilirsiniz.  Biz bu peyniri pek sevdik. Aynı zamanda sakız likörü, sakız macunu yine alabileceğiniz diğer ürünler.
Mandamalos'ta  cafede yunanlıların meşhur frappelerini içebilirsiniz. Daha doğrusu her yerde içebilirsiniz bizde çay ne ise Yunanistan' da soğuk kahve 

cafeden görsel
Mytilene'de sahil şeridinde kafeler, marketler yer almakta,   alışveriş caddesi olan sahilin bir arka paralelindeki Ermou Caddesi karşılıklı mağazaların bulunduğu bir yer. Ancak  pazar günü ve diğer günler  14:00-18:00 arası açık mağaza bulmak çok zor.  
.



25 Kasım 2014 Salı

UZUN BİR ARADAN SONRA BİR YANIMIZ NOKSAN ŞEKİLDE YİNE YENİDEN


Bloga baktığımda ne kadar uzun bir süre geçtiğini gördüm ama sevgili babam Kuzey'in dedesi artık aramızda yok ve bu nedenle bir yanımız noksan öksüz kalmış bir şekildeyken elim bir türlü gitmedi.

TARİH 30.05.2013 VE ARTIK BİR EKSİĞİZ.

Hayat denilen yol bir tuhaf, düzgün adımlarla ilerlerken bazen gerçekler tokat gibi vuruyor yüzünüze... ölüm gerçeği....herkesin başına gelen şeyler sanki hiç sizin başınıza gelmeyecek gibi, sevdikleriniz hep yanınızda olacak gibi, ama işte öğle değil. 

04.05.2013 tarihinde Kuzey'in hep birlikte doğum gününü kutlamışken ertesi gün babamın merdivenlerden düşme haberini aldım. Hani dedim ya insan hayat hep devam edecek sanıyor bu nedenle doğum günü sonrası kapıda öpmek isteyen babamı, " .. baba yarın yanına geleceğim neyse sonra öperim...demiştim"... Ama bir daha babamı ayakta dimdik dururken öpemeyeceğimi bilsem ah bilsem ....  bu düşme ve bizim için en korkutucu şeydi çünkü babam kan sulandırıcı kullanıyordu ve en tehlikeli durum yaşanmıştı, o hastane yolunu nasıl gittiğimi bilmiyorum ve o gün aslında ayrılış çanları çaldığını anlamıştım ama kimseye ifade edememiştim, çünkü daha öncede hastaneye kaldırılan babam için ilk defa bu kadar acı ince biz sızı içime çökmüştü, ve kan bankası ile görüşmeye gittiğimde ne yapacağım Allahım onu kaybedersem diye gizlice bağırmıştım . Bir yandan acı varken bir yandan güçlü durmaya çalışmak aslında hayatın en büyük ironisiymiş ve insanların bir durum karşısında sadece görünen yüze inanmaları içinde taşınan kalbin acısını hissetmemeleri ise duyarsızlığın bir simgesiymiş.

Önce  bacakta kırık haberi sonra beyin kanaması haberi... ilk başta fiziksel becerileri anlamında  iyi görünen babacığım, kanamanın verdiği etki ile konuşamaz oldu doktorlara göre hatırlayamaz oldu ama hastane de akşamları dinlettiğim lazca şarkıları ve kuzeyin videolarını hatırlıyordu .... ona sevdiği kitapları okumaya ve sevdiği dizi filmini izletmeye devam ettim ve ettikçe aslında hatırladığını ama dillendirmediğini anladım.Ancak ameliyatın olacağı günün bir önceki günü yine Kuzey'in videosunu izletirken eliyle hayır işareti yapıp gözleri dolu bir şekilde  kafasını çevirdiğinde "vazgeçtiğini " anlamıştım .

Ama hayat, bazı şeyleri anladığınız halde adını koymak istemediğiniz bir oyun ...

Artık beyin kanaması durmuş ve zamanla hasarın düzeleceği söylenmişti. Ancak bir sorun daha vardı bacak ameliyatı,  herkesin koktuğu başına gelirmiş ya ameliyattan korkan bunun için guatr ameliyatını erteleyen babam ameliyata girecek ve bir daha çıkamayacaktı.....ve bize belirtilen saatten daha erken ameliyata alınması nedeniyle o giriş "a"nını da kaçırmış olacaktım...

Yol göstericim, akıl hocam  artık yoktu ve oğluma yol göstereceğini inandığım dedesi yoktu artık....





Işıklar içinde yat...güzel yürekli insan

....ve 18 ay geçti üzerinden, dinmiyormuş aksine daha da artıyormuş burun sızısı..kalbin ağırlığı

...devam ediyormu hayat evet ediyor ama bir garip; eksik, mahzun ve biraz hüzünlü... hani kahkaha attığınız anda bir şey olur da kalırsınız ya aynen öyle 

ama blog devam etmeli oğlum okumalı ...


22 Nisan 2013 Pazartesi

BORUSAN QUARTET-FERZAN&FERHAN ÖNER İLE HAYVANLAR KARNAVALI KONSERİ


Tek kelimeyle süperdi...
 
Ama biz rezil olduk
 
Borusan Quartet BİFO Solistleri ve  piyanistler Ferhan & Ferzan Önder, Hayvanlar Karnavalı”nı  Süreyya Operasında seslendirdi.
 
Hayvanlar Karnavalı'nın yanı sıra  Zeynep Gedizlioğlu’nun Ferhan& Ferzan Önder için yazdığı eserin dünya prömiyeri yapıldı. Bununla birlikte Aleksey Igudesman’ın Borusan Quartet ve Ferhan & Ferzan Önder ikilisine adadığı yapıt seslendirildi.
 
Konu anlatımlarını Mehmet Ali Alabora esprili bir şekilde yaptı.
 
Ben gerçekten özellikle bahsettiğim bu yapıtlarda büyülendim. Ancak Kuzey enstrümanlar çalınmaya başladığı anda kendisi ilgili yapıtı seslendirme gereği hissetti ve müzik ile uyumlu olarak seslendirme yaptı sessiz salonda bizim sesimiz görülmeye değerdi. 
 
Konser bittiğinde kocamı arka kapıdan kaçarken gördüm:))))
 


 

CAİLLOU MÜZİKALİ


 Caillou - Anne - Baba - Rosie - Dede - Babaanne - Clementine - Sarah - Leo - Gilbert karakterlerinin yer aldığı 45 dakikalık CAİLLOU MÜZİKALİ  02.02.2013 tarihinde  Profilo Kültür Merkezi'ne gittik.




 
Kuzey ağzı açık bir şekilde izledi ve çok mutlu oldu.

26 Aralık 2012 Çarşamba

ÇOCUKLA SEYAHAT-KARADENİZ TURU

AYASOFYA MÜZESİ
Çocukla seyahat tabi ki mümkün. Bu  küçük adamlar ve veya bayanlar artık hayatımızda ve onlarla olduğumuza göre  yola devam felsefesi ile yaşayan bir çift olarak kurban bayramında ( ehe biraz geç yayınlıyorum) Kardeniz gezisi planladık.
 
Oldukça keyifli geçti, tabi ki eskisi gibi rahat rahat el ele, kafamıza göre dolaşmak mümkün olmasa da varsın olmasın.
 
Öncelikle Sabiha Gökçen HavaLimanından Trabzon'a uçakla gittik, orada daha önceden ayarladığımız kiralık arabaya bindik ama siz siz olun aracınızı en az bir ay önceden ayarlayın bukadar karadenize giden olmasına şaşırdım son dakikada olduğu için çok zor araç bulabildik.
 
Önce Ayasofya Müzesinin yanında bulunan çay bahçesinde bir güzel kuymaklı kahvaltı ettik.Daha sonra telefonun navigasyonunun yardımı ile  dağlardan tepelerden ( ama kestirmeymiş:))) Sümela Manastırına gittik.

SÜMELA' DAN BAKIŞ
Çıkışta Kuzey'in kucak istemesi tutunca sıra ile kucakta çıkardık. deydi mi? deydi.
 
 
Bundan sonra her seferinde navigasyonu kullandık.kesinlikle telefonun ki daha iyi ve güncel:))))
 
Buradan Rize'ye hareket ettik, giderken Nejla Hanım'ın ev tatlıları'ndan abladan laz böreğini yedik. hıım. enfesti.....
 
Daha sonra  Rize- Ayder " Ahşap Otel'e" vardık. Ayder'i anlatmak için kelimeler yetersiz kalır. Ancak en son 10 yıl önce gittiğimde çok çok az otel olması nedeniyle çarpık yerleşimi bir daha gözler önüne sersede hala büyüleyici ve kesinlikle görülmesi gerekir.

OTEL

AYDER'DE YÜRÜYÜŞ






Burada iki gün kaldıktan sonra Rize' li olmam vesilesi ile akrabaların ısrarına dayanamayarak Rize-Ardeşen'de bulunan amcama yerleştik.

KÖYÜMÜZ

KÖYÜMÜZ VE DAĞDAKİ EV


Konaklama yerini burası belirleyerek ertesi gün Gürcüstan-Batum'a gittik. Bilindiği üzere BAtum'a pasaport vize olmadan geçebiliyorsunuz ama siz siz olun pasaportunuz varsa yanınızda götürün pasaportumuzu yanımıza almadığımız için- hele ki bayram yoğunluğunda -fazladan iki saat kuyurkta bekleyerek Batum'a geçtik. Hee değermiydi bir yer görmüş olduk -okadar - ama ooo meyveli sodaları süpeeer ve duty free si daha ucuz:)))

 

 

28 Eylül 2012 Cuma

KİTAPLARIMIZ

Kuzey' de bir çıkartma sevdasıdır başladı  ilk aldığım çıkartmalı kitap sayılar ile ilgiliydi sayının yanında çıkartma ile ilgili sayısında hayvan figürü yer alıyordu. Olay bu şekilde başladı şimdi tabi tüm aynalar yerler hatta duvarlar çıkartma dolu....

Annem, sırf çıkartmalar için ayrı bir defter aldı ve bunları çıkartıp bu deftere yapıştırıyorlar.

İş Bankası yayınlarından aldığım bu kitaplar gerçekten harika

 ÇIKARTMALI KIŞ EĞLENCELERİ
Adından da anlaşılacağı üzere 800 üzerinde çıkarma içeren ve her biri sınıflanan bir kitap Kuzey'in tabi ki favorisi

 SAATİ ÖĞRENELİM

SAYILARI ÖĞRENELİM


Bir diğer kitabimiz Nasreddin hoca fıkraları ile ilgili aldığım kitap henüz tam yaşına göre değil ama gerçekten başarılı bir kitap  özellikle geleneklerimizi ve değerlerimizi  unutturmamak için.

-----------

Bu aralar diğer favorimiz ey isi kadı , yasıtırıcı( yapıştırıcı) göler ( gözler)

El işi kağıtlarını  kesiyoruz cin ali şeklinde,  gözleri yapıştırıyoruz ponponlarla saçlar yapıyoruz tabi sonra Kuzey yırtıyor, insancığın organları darma duman oluyor.

16 Ağustos 2012 Perşembe

EMZİK DEVRİ KAPANDI

BU RESMİ GÖREN ZATEN EMMEZ:)))
Kuzey, koyu bir emzik fanatiği değildi, sadece uyurken emziği kullanıyordu. Uyanınca ben hemen emziği ortalıktan kaldırdım, oda istemedi.

Ama 27 aylık olduğu dönemde  artık bıraktırmanın zamanı gelmiştir dedim. Doktorumuz  sütten keser gibi bıraktıracaksınız birden yok olacak dedi, çevremden emziğin ucunun kesilerek bıraktırıldığı gibi söylemler olsa da doktorumuz bunu doğru bulmadığını söylemişti.

Emzik aslında çocukları çok rahatlatan bir şey, ancak

**emzik kullanımının ve emme alışkanlığının iki yaşından sonra devam etmesi, çocukların anneye olan bağımlılıklarını artırır ve özgüveni eksik çocuklar yetişmesine neden olur.

**iki yaşından sonra devam eden emme alışkanlığı, dişlerin yer değiştirmesine ve üst dişlerin öne, alt dişlerin arkaya çekilerek aralarında açıklıklar meydana gelmesine neden olur. Bu dönemde bıraktırılabilirse bu açıklıklar kapanır. Ancak 3,5 yaşından sonra meydana gelen açıklıklar kalıcı hale gelebilir.

- 3-4 yaşlarına kadar emzik emen çocuklarda v tipi üst çene (üst çene darlığı) ve dolayısı ile yüz yapısında bozulma meydana gelebilir.

- 4 yaş civarına kadar emzik emmeye devam eden çocuklarda kulak ve burun hastalıkları daha sık gözlenir.

şeklinde yorumları okuyunca, nasıl bıraktıracaktım. "el-ağız-ayak hastalığı" döneminde Kuzey'in ağzının içinde oluşan yaralar  nedeniyle Kuzey, emziği ağzına alamayınca bunu bir fırsat kabul edip emziği ortadan kaldırdım.

Neler mi yaşadım:aslında zorlu bir dönem olmadı yani mızıklanmadı, ağlamadı,emzik diye tuttrumadı bugün beş gün oldu ve ilk defa bu sabah emziği sordu ancak uykuya dalmakta inanılmaz bir problem yaşıyoruz,uyku zamanlarımız tam bir kabus ,ağlıyor, huysuzlaşıyır,  21.30 da uyutmaya başlıyorum saat 23.00 anca dalıyor .  Öğlenleri de uykuya dalması bir, bir buçuk saat süre alıyor. Tabi ağzında emzik olmadığı için diline vuruyor,uyuyana kadar durmadan konuşuyor

" ...ouz abim neyde, biz payka gittik, üç, döt, beş atı, yedi, kokuz, ........kammonum neyde, kaysı yiycem, üç, döt, beş atı, yedi, kokuz"

Bu arada yavru kuş artık tamamen bizimle sohbet ediyor ( maşallaaah diyelim ) ve inanılmaz keyifli oluyor;

-anne viyapoyta (viaport) didelim.
-baba yanıyom kıyimayı ( klima) aç
-baba teyledim kyimayı (klima) kapat
- anne ben buyadan kaydım ve düştüm
-poşedin içinde nee vay




Emzik bıraktırma süreci ile ilgili aşağıdaki bilgiller faydalı olabilir ; www.hekimce.com
Eğer bebeğiniz emziği bırakmak istemiyorsa bir takım önlemler almak gerekir:
- Öncelikle emzik emme süresi mümkün olduğunca kısıtlanmalı, emzik kesinlikle şeker, reçel vs gibi şeylere batırılmamalıdır.

- Emzik emmek istediğinde sevdiği bir sebze meyve verilerek onunla oyalanması sağlanmalıdır. Bu tür şeyleri de yerken tek başına bırakılmamalı, emmesi önlenmelidir.

- Ayrıca emziği emmediği durumlarda mükafatlandırılarak (sözle veya hediye ile veya bak büyüdün işte gibi sözlerle...) teşvik edilmelidir.

- Anne ve babanın en çok dikkat etmesi gereken nokta; bebekleri gergin, sinirli ve huysuzken emziği onu susturmak için tek çare olarak görmemektir. Ağlayan bebeği susturmak için önce tatlılıkla yaklaşarak sakinleştirmeye çalışmak gerekir.

- Daha büyükçe çocuğunuza, bazı karşılaştırmalar yaparak, yuvada başka hiç kimsede emzik olmadığını anlatabilirsiniz: Ama sakın onu utandırmayın; yuvaya emziksiz gitmeyi bir oyunmuş, yeni bir deneymiş gibi görmesine gayret edin.

- Böylece çocuğunuzun gün geçtikçe emziğe yalnızca yatma saatlerinde gereksinme duyacağı, daha sonra da hiç duymayacağı bir noktaya erişirsiniz.

14 Ağustos 2012 Salı

UZUUUUN BİR ARADAN SONRA

Uzuuun bir ara olmuş, tabi bu geçen zamanda çok şey oldu ancak bazı tatsız olaylar yüzünden yazmaya fırsat bulamadım.

Önce her yaz olduğu gibi yazlık maceramız oldu. Dokuz gün süren Burhaniye maceramızda, denizin soğuk olması sebebi ile kuzucuğum denize giremedi. İlk gün büyük bir heves ile girmek isterken suyun soğukluğu ile karşılaşınca vazgeçti ve bir daha adımını atmadı.


Bu dokuz gün maceramızdan sonra üç ayrı pedagogla yaptığım görüşme ve uzuun araştırmalardan sonra kuzucuğu bir hafta anneannesi ile bırakarak İstanbul'a geri döndük yol boyunca ağlayarak tabiki,

Aradan geçen beş gün benim açımdan çok kötü geçti, düşündüm de ben Kuzey'in doğumundan itibaren sabah -akşam mesaisi sonrasında iki kere markete gitmek ( bir dönem doktorumuz Kuzey'i götürmemizi yasaklamıştı)  bir kerede arkadaşımın düğününde saat 21.00-23.00 arası bırakmak dışında hiç Kuzey'siz bir şey yapmadığımı fark ettim.

Bu nedenle buruk geçen bir hafta sonunda,  hafta sonu Cuma akşamında otobüsle Burhaniye'ye karı-koca yola düştük ve 07.07.2012 tarihinde sabah 06.00 da oğluşumun yanına koşar adım çıkarak usulca yatakta yanına sokuldum, uyanıp beni yanımda görünce anneeeeee diyerek sarılması süperdi aynı gün İstanbul'dan Akçay'a tatile gelen ve İstanbul'da uzun süre görüşemediğimiz arkadaşlarımız-Koçak ailesi ( ÖZgür-Filiz-Barkın) ile Ören'de buluştuk ve keyifli bir gün geçirdik.

Ertesi gün sabah erkenden sahile maaile gittik bugün içim buruktu çünkü kuzucuğu yine bırakacaktık. Sahile gitmemizden yarım saat sonra dedemiz-yani babam bir bacak ağrısı ile kıvranmaya başladı apar topar acilde soluğu aldık, buradaki doktor kalp ile ilgili olabilir Edremit'e gitmemizi önerince biz Edremit'i boş verip apar topar İstanbul'a döndük iyiki de dönmüştük ertesi gün dedemiz Siyami Ersek'te kendisine yapılan muayene sonucunda bacakta pıhtı olduğunu öğreniyor ancak burada fenalaşıyor  ve Numune'ye kardeşim tarafından götürülüyor acilde sara nöbeti gibi adlandırılan bir kriz geçiriyor ve bu şekilde beyin damarlarından ikisinde pıhtı olduğunu öğreniyoruz.

Bugün aynı zamanda 09.07.2012 ve benim doğum günüm:((( Tabi bundan sonra  Haydarpaşa Numune Hastanesinde günlerimiz devam ediyor. Çünkü babam hastaneye yatırılıyor ve tedaviye başlıyor .

Sabah Kuzey'i babaannesine bırakıyor ofise geçiyor iki saat ofiste yada adliyede işleri halledip öğle arası Numune'ye geçiyor dönüşte bir saat ofis ve Kuzey'i babaanneden alıp eve gidiyorum. Bu süreç 25.07.2012 tarihine kadar devam ediyor. Allaha Şükür babam taburcu oluyor , ama belli bir süre evde tedavisinin devam etmesi gerekiyor.

HASTAYKEN

Derken Kuzey el, ayak- ağız hastalığı denilen viral bir hastalığa yakalanıyor. önce vücudu isilik gibi oldu ancak iki üç gün sonra su çiçeği gibi kabarcıklar oluşuyor biz suçiçeği sanarak acilen doktora gidiyoruz ve bu hastalık olduğunu öğreniyoruz. Şu an salgın olan bu hastalık viral hastalık olduğu için ilaç verilmiyor sadece vücudu rahatlatmak için solusyon ve ağız içinde yutkunmayı kolaylaştırmak için bir ilaç verdi. neyse ki iyileşti ama bir haftada kilo verdi tabi ki:))


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Related Posts with Thumbnails